ona söyleyemediklerini anlat

haklısın.  ben en basta yaptim hatayi daha sen numarami alirken yanlis anlamaz degil mi diye dusunurken bile ben yanlis anlamaya baslamis olabilirim. hem de her seyi. senden once de hatalar yaptim. seninleyken de ve senden sonra da yapmaya devam  ediyorum.  hala seviyorum mesela. ne kadar vazgectim beklemekten desem de bekliyorum. o gece son kez yaziyorum seni dedim ama bak yine yaziyorum. sorduklarinda susamiyorum anlatiyorum, hata. gece olunca düşlüyorum engel olamıyorum, hata. gelmek istiyorum gelemiyorum, hata. evet yalan soyledim bir seyler gizledim, nasil guveneceksin bundan sonra bana degil mi? haklisin. ama bir sor bakalim baskalari senin sakal sesini onemsiyor mu? sen inanmiyorsun diye seni dua ederek isteyemedigi icin uzuluyor mu? her gordugunde kalbi bogazinda atiyor gibi oluyor mu? mesela tireboluda ki fotografinda sag elinle kazaginin sol kolunu dirseğine kadar guzelce katladigini ama sag kolunu oylesine sıyırdığını  farketmiş mi? iki gamzenin birbirine esit olmadigini biliyor mu? ben mesela sana hediye etmek icin o ışıklı mikrofonu bulup aldim, bize geldiginde evinde gibi hisset diye sana diş fircasi aldip benimkinin yanina koydum, bize senin icin size de benim icin ev terligi alacaktim ve terliklerimle geldim sana esprisi yapacaktım ama butun bunlara vereceğin tepkiyi gorup mutlu olmayi haketmiyorum ben. haklisin.

ona sözlük formatını anlat.

seninle görüşmeye nasıl bir heyecanla geldiğimi bilmiyorsun. uyurken seni seyrettiğimi. ve yanındayken neler düşündüğümü de. öyle saf sevdim ki seni. öyle sadıktım ki sana. kısa da olsa en mutlu olduğum zamanlardı. ''ağlama'' kelimesiyle tanışmamızı sağlayan benim güzel günlerimi sağlayan adamın, daha sonra hayatımı karartacağını, geceler boyu hıçkıra hıçkıra ağlatacak olduğunu hiç düşünmedim ki. yanında uyurken hep rüya sandım dua ettim eğer rüyaysa hiç uyanmayayım diye. uyanıp yüzünün çizgilerini, kirpiklerini inceleyecek kadar çok sevmiştim seni. anılarımız olduğu yerlerden geçerken hala bir yanım buruk, gözümde canlanıyor üzülüyorum. şimdi biriylesin sana istediğini veriyor. kolay olmayacak ama atlatacağım ve sen bir daha asla bu kadar sevilmeyeceksin.

iyi üzdün valla helal olsun için rahat mı

günaha sokmayın lan beni.

keşke yanında olabilseydim

özlüyorum la seni.

ben ki kısaltmalardan nefret eden biriyim. lakin senin 'cnm' yazışına bile telefona bakıp gülümsüyorum be adam.

her şeyi söyledim.

yazıp yazıp sildiğim cümlelerin tek kelimesine deymiyorsun

babacığım kredi kartınin limitini doldurmuş olabilirim. inşallah ekstren gelince beni öldürmeye kalkmazsin. seni seviyorum

gözümün içine bakıp bana hakkını helal et dediğinde hiçbir şey söyleyememiştim. şimdi söylüyorum. sana hakkımı helal etmiyorum. ne bu dünyada ne de ahirette.

seni baya sevmiştim yazık oldu demiştin,ben de seni baya sevdim yazık ettin

burada edepli adaplı biri olarak biliyorlar şimdi burayı küfürle doldurmayalım.

o kadar şeyin üstüne yüzüne karşı bi allah belanı versin demek isterdim.

seni bu yaşına kadar annenden babandan başka kimse sevmemiştir benim gibi, kimse derdine senden daha fazla üzülmemiştir. şimdiye kadar her zaman seni haklı buldum laf edemedim ama umarım haketmediğin bu sevginin her zerresi senden çıkar

sevgili hoşlandığım bey:ne zaman geleceksin bilmiyorum gelecek misin onu da bilmiyorum ama tek bildiğim bişey var,gelirsen eğer tüm umutlar yeşerir hayata dair yine bende.lakin gelmezsen sadece ötekiler gibi yeşeren otları yemiş olursun öküzlüğünle.gel bee artık gel

sevilmeye alışık olmamak ne zor. o yüzden gittik birbirimizden biliyorum. yaralarım için aldığın merhemi çantamdan çıkarmıyorum. boynumdakiler geçti fakat içimdekiler için öpücüklerin gerek.

özledim

bir not defterim vardı. bir kitaptan ya da bir şiirden beğendiğim bir bölümü karalardım. yine bir şiirin en güzel yerini sana okumuştum ve bunu not defterime yazacağım demiştim. sen de "not defterine yazacağın büyük bir aşk var. oraya tek cümlelik bir yer ayır sana ebedi aşkın özetini vereceğim" demiştin. ondan sonra tek kelime bile yazmadim o not defterine. diğer yazılar silikleşti. sayfaları yıprandı. bir gün cesaret edipte o boş sayfaları dolduramadım. sen ise gittin be adam. o boş sayfalar gibi boş, yıpranan sayfaları gibi yorgun bırakıp gittin. ve en kötüsü hala seni bekliyorum. elimde bir kalem, önümde not defteri... ve her satırı umutlarla dolu zaman...

her gordugumde icimde heyecan ve uzuntu karisimi hislerle doluyorum. baskalarinin olusunu izlemekten aci duyuyorum fakat seni de merak ediyorum gormem gerek cunku bagimliyim sana. her gece yastiga sariliyorum biraz daha fazla ozlemle. baska tenlerde seni ariyorum fakat hepsi husranla sonuclaniyor. merak ediyorum beni ozluyor musun? merak ediyorum sende gormek istiyor musun? merak ediyorum beni hic gercekten sevdin mi? kiskaniyorum benimle yapmayipta baskalariyla yaptiklarini. baskalarinin gozlerinin sana degmesi bile canimi sikiyor. ben seni baska seviyorum. avuc iclerinden seviyorum ben seni her zerreni sevip butunune asik oluyorum. hikayenin devamida var ama orasida sakli kalsin belki baska bir entiride gorusmek uzere..

ben seni çok sevdim belki zordur anlaması sessiliğimden demek isterdim

hiç bir zaman benim tarafımdan sevilmek ne demek bilemeyeceksin. ben hatalıyim ki gülüşünü gördüm. sen de hatalisin güzel güldün.

son üç gündür kaan boşnak diye ruh hastası bir adamın ne farkeder şarkısını dinliyorum. sen gittiğinden beri dinlediğim en neşeli şarkı olabilir lakin içinde öyle bir dibe çöküş var ki dinledikçe çekiliyorsun. bu adamı bana senin ikizin dinletmişti ilk kez. bir kaç yıl önce o iğrenç yapışkan mayıs gününde sabah kahvaltıya davetliydim hani sana da üstün körü anlatmıştım tanıştığımızda. sigaramı yaktırıp yatağa uzandığım an bezgin bi ses yükseldi tavana. kafamız o türkiye saatlerinde güneşin yükseldiği zaman dilimine göre oldukça fazla iyiydi. o sevgilisinden ayrılmıştı benimse doğru düzgün ilişkilerim hiç yoktu zaten. sigara dumanından ağırlaşmış perdeleri çekip tavana yükselen müziğe karıştık.hayatımda yaşadığım güzel üç saatlerdendi. hayatımda yaşayıp pişman olduğum tek üç saatti. şimdi onun tavsiye ettiği adamın şarkılarıyla senin gitmeni izliyorum. elimde olmayan ilkel isteklerim için özür dilerim sevgilim. en çok kendi bedenimden vicdanımdan sonra ruhunu hissettiğim senin güzel bedeninden. benim için eşi benzeri ikizi olmayan o güzel bedenden.

onca imkansızlığa rağmen burda yazılanları halen belki o beni anlatarak yazmıştır umuduyla okuyorum işte bende bir saçmalıklar silsilesinin anormal bir üyesiyim

dolmuscu çok sinirli gözüküyordu öğrenci dememe rağmen tam almış abi öğrenci alacaktın yanlışlık olmuş diyemedim diyemedim diyemedim bakarken ardından öğrenciydi benim ki diyemedim

özür dilerim. 2 sene uzaktan sevdim ben seni. senin haberin olmadı bile ta ki 18 kasım'a kadar. o gün sana kendi ismimle yazmamış olma sebebimide biliyorsun. bi şey söylemeye hakkım yok. haklısın ben sana yalan söyledim ama sebeplerim vardı dediğim gibi. öyle ya da böyle gönlümde sen varsın şu an. ben bi kız olarak yapabileceklerimin çok çok daha fazlasını yaptım yani ben öyle düşünüyorum. özür dilerim seni kırdıysam. özür dilerim. ister sev istersen sevme bana niyet bile etme ama n'olur beni affet. ömrümde ilk kez bunu yaptım. ilklerimin en anlamlısı sen ol istedim. her şeyin ilkini senle yaşayım istedim. ama tabi rabbimden isterken hep olsun diye dua etmedim ben hayırlısıysa olsun rabbim dedim. belkide hayırlısı böyledir razıyım da ben zaten kaderime. ama n'olur affet beni olur mu? özür dilerim binlerce kez. özür dilerim.

benden başkasını sevemeyeceksin sanıyordum belki gerçekten hala benden başkasını sevmiyorsun benden intikam almak için beni unutmak için o kızın yanındasın. her seferinde ihanet ettin gittin canımı yaktın ama ne zaman gelsen affettim. bir yanım gelsin onu hala seviyorsun dese de bir yanım affedemessin yine diyor. zaten sen gelmeyeceksin de. ben bana yaptıklarından sonra yine sen diyemem özledim diyemem ama zerva da teymen de çok özledi seni. senin bunu okuma imkanın yok. ama kimse unutturamaz beni sana gün gelecek sende anlayacaksın ağlayacaksın.

ben seni platonik seviyorum sen başkasını. ikimizde çok iyi anlarız birbirimizi. gel yarım bırakma beni...

tişörtüme karışma, erkek arkadaşlarıma müdahale etme bir de geçen yaptığın o harekete sinir olmuştum ama bak ben sesimi çıkarıyom mu yooo

beni üzüyorsun, söyleyemiyorum. üzüldüğüm için sana tepkili yaklaşıyorum, anlamıyorsun. seni görünce seni beklediğim ilk anki gibi dizlerim titriyor, bilmiyorsun. seni görmek istemiyorum, karşıma çıkıyorsun. seni affedip arkadaşın olamıyorum, bu şekilde yoluma devam edemiyorum. sevgi değil nefret de yok içimde sana karşı. ben galiba sana kırgınım. sümbüller soldu, ben soldum. soluduğum hava değişti. ciğerlerimi mahvetti mesela. gidişine yoruyorum bırak bu da benim ayıbım olsun.

bana haksızlık yaptın ağa

ben senin benim yerime tercih ettiğin o orospu çocuğu gibi seni üzmezdim her zaman kollarımın arasında tutup okşardım saçlarını

ben seni arkadaş olarak görmüyorum. ben seni gerçekten seviyorum. sen her ne kadar bunu anlamasan da seni merak ediyor ve özlüyorum. aynı zamanda bana bu duyguları yaşattığın için senden nefret ediyorum. pis amele

arkadaş kalalım kabul, yeter ki sen çaresiz kalma sevdiğim..

söyleyebilsem anlatırım zaten lan

ortak bulunduğumuz whatsapp grubuna attığım şiirlerimin hepsini sana yazmıştım sana olduğunu bilmeden beğenirsen mutlu olurum diye ama sen hiç birine yorum yapmadın

"milena,yardım et bana!sana söylediklerimden daha fazlasını anla..." franz kafka

ben o kadar uğraşıyorum dikkatini cekeyim diye 6kiz whatsap grubunda bile seni enişte olarak kabul ettik planlar kurduk yanlışlıkla instagramdan mesaj atmış gibi yaptım görüldü yaptın😐 kaç gün ugrasmistik bu plana

adisin. yalancısın. değmezsin.

yüzüne karşı çok anlattım burada anlatsam değişecek mi

seni seviyorum seni özlüyorum seni kıskanıyorum he bu arada numaranı ezbere biliyorum

nasil bi kiz olsaydim severdin beni?

neden mi kalamıyorum? karşım da başkasın dan kalan izler taşıdığın için. benim değil onun numarasını ezbere bildiğin için. ben sana her dokunduğumda elini tuttuğumda onu hatırladığın için. şimdi sen ne kadar sensiz yapamam desende. benim mutlu olmam için yanımda kalıyor olman acıtıyor. seni seviyorum çünkü, yanımda kalıpta mutlu olmadığın için ben gidiyorum acı çeksem de.

mesela ona seninle zaman nasıl geçiyor, yanındayken kainat yansa bir saniyemi ayırıp bir damla su dökmem, bana şiir okuyuşunu cem adrian'ın şarkılarıyla bile kıyaslayamam, benim salaklıklarım sebebiyle bile olsa gözlerinde ki o parıltı şu dünyanın dönmeyi bırakmasıyla eşdeğer ve ya sen sarılınca güçlü hissediyorum daha başka bakıyorum hayata diyemiyorum. desem belki geçecek ama... işte öyle

iki yol vardı önümüz de. ellerini tutuyordum. yol gittikçe yaklaşıyor, ben soldan.sen ise sağdan gidiyorsun. ama hiç bir zaman ortada ki çimenlikten gitmeyi istemedik. bizim yolumuz da buraya kadarmış işte. kıymet verdiğin gitmiş, sen gitmişsin. onca acı öksüz bir evlat gibi oturmuş göğsüne.

ne diyeyim ki kime havale edeyim ne yapayım ki içimdeki acısı geçsin

bugün uzun zaman sonra saçma şeylerden geyik yaptık ve ben yine aşırı güldüm. bu kadar berbat durumdayken de kahkaha atmamı sağlayan tek insansın. bi de konuşmanın sonunda sana da kolay gelsin canım deyip öpücük atman tüm günün aşırı güzel geçmesine sebep oldu. tüm hatun arkadaşlara halay içerikli emojiler gönderdim sevinçten, onlar da bana halay videosu falan attı. sayende güldük eğlendik,teşekkürler.

şimdi buraya ahım şahım dertli anlamlı sözler yazardım lakin o yetimi onun yüzünden kaybettim allah senin belanı versin ğğğa pü

bu kadar güneşli bir mayıs öğleni için fazla hüzünlü hatta melankolik hissettiklerim. sevgilim bugün senden vazgeçişimin ikinci günü. 79 gündür bazen sessiz bazen haykırarak bir kere daha görebilmek için ciyakladım durdum. bazen sana bazen tanrı'ya. ama olmadı. içinin yumuşacık olduğunu bilmeme rağmen kıramadım kabuğunu. ağzım yüzüm ellerim kelimelerim kırıldı. sen yumuşamadın. güzel oynadın benimle. dersimi aldım aşkım. zaten sevilmediğini anlamak gün gelip öğrenildiğinde daha da yırtıyor insanın içini. vazgeçtim. istediğin oldu. unutmamı istiyorsun belki. unutmam. sevmeyeyim istiyorsun seni belki. belkisi sorulmaz severim. sen artık bilmezsin olur biter. başkalarıyla vakit öldürür beni sevene gülümserim. sessiz sakin huzurlu bir hayatım olur. senin şımarık çocuksu gülüşün gözlerimi kör edene kadar hatırlarım seni. en çok koyan da ne biliyor musun, senden sonra kiminle tanışsam ne sevip ne sevmediğiyle ilgilenmiyorum. sen patlıcanı severdin benim gibi. karamelli şeyleri ağzına sürmezdin yine benim gibi. her pazar kahvaltısında tost isterdin benim gibi. ben orada bıraktım biri için bir şeyler yapmayı öğrenmeyi. olmayacak eskisi gibi biliyorum. koşup ucunda sana sarılacağım bir hayatı geri yürüyorum şimdi. yolun sonunda bekleyenim var artık. teslim oluyorum ona. istediğin gibi. vazgeçiyorum. artık bir daha dokunabilmek olmayacak görebilmek koklayabilmek hissedebilmek. ama unutmamaya hiç bir güç engel olamaz.